5 Nisan 2015 Pazar

Şemsettin Sami, Taaşuk-ı Talat ve Fitnat

     Tanzimat’ın ilk romanı olarak Şemsettin Sami’nin 1872’de çıkan bu roman kabul edilir. Bu romanda bizim karşımıza çıkan Arap Dadı, yaşadığı aile yoksulluk içine düşünce ailenin geçimini de üstlenir. Ailenin babası ölmüş, hanımı ve bir küçük oğlan çocuğuyla birlikte ortada kalmışlardır. Dadı evlere temizliğe giderek, zaman zaman hanımıyla birlikte evde çamaşır yıkayarak evin geçimini sağlamışlardır. Hatta hanımı öldükten sonra da dadı, küçük bey Talat'ı büyütmüş ve onun tüm maceralarında yanında yer almıştır. Bu örneği gerçek yaşamda da görmek mümkün. Hatta dadıların, uşakların kendi çocukları bile yıllar geçmesine rağmen efendilerine saygı göstermeye devam ederler. Aşağıda hanımıyla dadı arasındaki sohbet yer alıyor. Arap dadıların kendine özgü şiveleri de dili yeni öğrendiklerini gösteriyor. 
“Kaç yaşında varsın aceba Dadı?
Ne bilir ben, hanim. Ben ufak kız idi mamlakatta; ana var, baba var, karındaş, ev dolu benim. Bir gün ben başka kızlar beraber seyre şıkdi kasabadan uzak, uş saat, dört saat uzak… Orada uş âdem galdi ejderha gibi, at binmiş, uzun sungu elde; bizi aldi. Amma aldatti bizi: anaya gider, babaya gider, dedi. On gun, on beş gun gittik, Mısır’a galdik! Ah Mısır!..Büyük kasaba, güzel…Başka kız Mısır’da satti; beni aldi; gamiye kodi, Tunus’a goturdi. Tunus da güzel kasaba. Ah, Tunus’ta beni satti; bir efendi aldi: buyuk efendi, buyuk saray var, ikiyüz halayık Arap… beyaz… Uşak, kul şok… Atlar, ne kadar ne kadar… Kırk sofra, elli sofra kurulur her gun. Orada yirmi sene oturdi ben, sonra azad oldi, buraya galdi: Şimdi kaş sene oldi, hanim aman!” 


Düzeltilmiş Türkçesiyle:
"Kaç yaşındasın acaba Dadı?Ben ne bilirim hanımım.Ben ufak bir kız idim memlekette; anne, baba, kardeşlerim, evimiz kalabalıktı. Ben bir gün başka kızlarla beraber seyire gittik, kasabadan üç, dört saat uzaktı. Orada üç adam geldi ejderha gibi, at binmiş, uzun süngü elde; bizi aldı. Ama aldattı bizi: anaya gidiyoruz, babaya gidiyoruz dedi. On gün on beş gün gittik. Mısır'a geldik! Ah Mısır! büyük kasaba, güzel.Başka kızı Mısır'da sattı. Beni aldı gemiye koydu. Tunus'a götürdü. Tunus'ta güzel kasaba.Ah, Tunus'ta beni sattı. Bir efendi aldı beni, büyük efendi, büyük sarayı vardı, ikiyüz halayık Arap...Beyaz...Uşak, kul, çok...Atlar ne kadar çok.Kırk sofra, elli sofra kurulur her gün. Orada 20 sene oturdum, sonra azat oldum. Buraya geldim.Şimdi kaç sene oldu, hanım aman!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder