26 Mart 2015 Perşembe

Sergüzeştin kahramanları üzerine notlar : Dilber, Taravet ve Cevher Ağa


    Sekiz- dokuz yaşlarında bir esir Çerkez kızının hikâyesinin konu edildiği eserde, “esirlik” kurumunun ve “esir ticaretinin” insani değerler çerçevesinde eleştirildiği görülür. Dilberin hayat hikâyesi izlenirken, diğer karakterlerin dağılımı da bu “ esirlik kurumuna” hizmet eden kişiler veya zenci ve beyaz esirlerin durumuna, ilişkilerine de yer veren bir çerçeve çizilmiş olur. Esirlerin efendileriyle ilişkilerini yansıtması açısından da iyi ve kötü efendiler canlı bir şekilde tasvir edilmiştir. Dilber’in ilk satıldığı ev ve buradaki ilişkileri, maruz kaldığı şiddet, efendisinin hakir bakışı, kaçış denemesi ve sonra teslimiyeti, Dilber’in esir edilerek metalaştırılmasına duyduğu öfke ve isyanı bazı bölümlerde ise, yazarın “ O, anlatıcı” olarak yer alan eleştirileri; bize aynı zamanda hür ya da esir kişilerin konumlarının tasviri açısından da canlı bir örnek izlenimi verir. Esireler arasındaki ilişkiler özellikle zenci esirlerle Çerkez esirler arasında ki ilişkilerin tasvirinde, ortak kaderlerinin benzer örneklerine yer verilirken, iki farklı Arap- zenci esir tipiyle karşılaşılır. Dilber’in ilk satıldığı evdeki Arap halayık Taravet’in de Dilber’e eziyet etmekte veya dayak atmakta hanımından aşağı kalmadığını görüyoruz. Ancak Dilber’in evden kaçtığı bölümde, hanımın Taravet’e karşı tavırlarında da aynı şiddetin ona da uygulandığını ortaya çıkar: “Hanım birden bire hiddetle bağırdı! –Kabahat hep sende….Hınzır fellah!... Gözüm görmesin git!..Şimdi, şimdi gidip bul!..Nerde bulursan bul…Yoksa dayaktan canın çıkar!”[1] 

 Ancak, kitabın son bölümlerinde rastladığımız bir başka zenci tipi de, Dilber’in karşısına Mısır’da çıkan Cevher Ağa’dır. İhtişamın içinde bu Hadımağası ise Dilber’i esaret zincirinden kurtarabilmek için kendini feda etmeyi göze alacak ve nihayetinde bu uğurda ölecek kadar cesurdu. Bu karakterin biricik sığınağı da yoksunluğunun gölgesinde, tek taraflı aşkıydı. Oysa Taravet’in tavırlarında gizli saklı dahi olsa hiçbir iyi niyet sezilmez, sadece onun üstünde de sallanan dayak tehdidine kısacık değinilir. Taravet’in bu tavrı, çocuk yaştaki Dilber’in saf insani duygularıyla kabullenemediği esaret halini diğerinin içinden çıkılmaz bir durum olarak çoktan kabullenişi ve efendisini memnun etmek üzerine bir yapıya büründüğünü söyleyebiliriz.


[1] age, s:35

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder