18 Aralık 2014 Perşembe

Geleneklerin köleliğin yasaklanmasına etkisi

     Osmanlı İmparatorluğunda köleliğin kaldırılması düşüncesi kendiliğinden bir gelişme gösteren oluşum değildir. Bunun sebepleri Osmanlı toplumsal yapısı ve İslami gelenekle birlikte yanıtlanabilir bir durumdadır. Harem hayatı, Osmanlıda kölelerin görece iyi durumu ve devlet geleneğindeki devşirme gerçeği bu kurumun Osmanlıdaki karakteristik yapısını ortaya koymaktadır. Osmanlı toplumunun gelenek ve görenekleri arasında kul, köle kavramın yaygınlığı bize bu yaklaşımın derinliğini de göstermesi açısından önemli bir yere sahiptir. Bilindiği gibi bir toplumun kültüründe var olan öğelerin yerleşmesi için uzun zaman dilimlerinin geçmesi ve kabul görmesi gerekmektedir. Bu anlamda Atasözleri ve Deyimlerde yer etmiş olan “kulluk, kölelik” kavramının da değişiminin pek kolay kabul görmeyeceği ortadır. Örneğin, “ kulun, kölen olam” veya “kölen olayım” gibi deyimler bile sevdiğimiz kişilere, bağlılığı gösterme şeklinde hala kullanılmaya devam etmektedir.[1] Köleliğin veya köle ticaretinin kaldırılması meselesi ise Osmanlıda, Tanzimat sonrasında, İngilizlerin baskısıyla ortaya çıkmış bir meseledir. Köle Ticareti konusunda ilk Osmanlı- İngiliz ilişkileri 1812 gibi erken bir tarihte başlamışsa da, Babıâli’nin köle ticaretini bastırması ve köleliği kaldırması için 1840’a dek ciddi bir çaba gösterilmedi. Köleliğin kaldırılması işlerinde olageldiği üzere burada da başı İngiltere ve Dış Ülkelerde Köleliği Önleme Derneği ( The British and Foreign Anti- Slavery Society) çekmişti. Başarıları arasında, 1833 ve 1838 Azat Kanunları ile İngiliz ve uluslar arası Atlantik köle ticaretine karşı alınan önlemler bulunan dernek artık faaliyetlerini, Osmanlı İmparatorluğunu özellikle vurgulayarak Doğu’daki İslam ülkelerini de kapsayacak biçimde genişletiyordu. Asi Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’ya karşı, sultanın İngiliz desteğine dayanmak zorunda olduğu görüşüyle, Osmanlı İmparatorluğundan taviz koparmak için o an elverişli görünüyordu.[2]



[1] Millingen, Frederic, s: lxxxv-xcvi
[2] Toledano, age, s: 78

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder