İngilizler,
Osmanlı topraklarında kölelik ve köle ticaretine karşı “bir şekilde” harekete
geçmesi için Osmanlı yönetimine ilk kez 1840’ta baskı yaptı. Dışişleri Bakanı
Lord Palmerston, İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi Lord Ponsonby’ye, aynı
yılın Ağustos ve Kasım aylarında olmak üzere iki kez bu doğrultuda talimat
göndermişti. Osmanlıların bu talimata uymayı kabul etmemeleriyle, daha doğrusu
bu diplomatik girişimler karşısında kayıtsız kalmalarıyla, İngilizlerin Osmanlı
İmparatorluğunda kölelik ve köle ticaretine müdahalelerinin başlangıç aşaması
kapanmış oldu.[1]Bu
konudaki asıl tartışma ise İngiliz- Osmanlı dış politikasının hassas dengeleri
üzerine ve Osmanlı köleliğin İngiliz kamuoyundaki algılanışı ve Osmanlı
köleliğin yapısına ilişkin konularda değerlendirilmektedir.[2]
Sultan
Abdülmecid, 11 Aralık 1846’da Meclis-i Hass’ın tavsiyelerini kabul etti ve
Bağdat Valisine, Basra Körfezindeki Osmanlı Limanlarına yapılan köle
ticaretinin yasaklanması talimatının gönderilmesini emretti. Kapudan Paşa’ya
yasağı uygulamak için bölgeye bazı gemiler gönderilmesi emri verildi; hariciye
nazırına, İngiliz Büyükelçiliğinin “yatıştırılması ve razı edilmesi” söylendi.[3] 28
Aralık 1846 tarihinde Sultan Abdülmecid’in emriyle İstanbul Esir pazarı
kapatıldı. Resmi vakanüvis Ahmet Lütfi’ye göre buranın kapatılması fikri
sultandan çıkmıştı. Sultan, Sadaret’te “önemli ıslahat” ve “yargı sistemi”
konularının tartışıldığı bir sırada araya girmiş ve hazır bulunanlara İstanbul
esir pazarındaki “bazı sorunlardan” haberdar olduğunu, şeri ve insani ilkelerle
bağdaşmayan böyle bir durumun sürdürülmesine izin verilemeyeceğini söylemişti.[4]
Bundan sonraki süreçte İngilizlerin öncelikle Afrika köle ticaretinin
önlenmesine karşı olan baskıları daha da artacak, Çerkez ve Gürcü köle
ticaretinin önlenmesi ise daha rahat bir seyir izleyecektir. 1857’de Islahat
fermanının ardından Afrikalı köle ticareti tümüyle yasaklanacaktır. II.
Abdülhamit döneminde de bu konu gündemden düşmeyecek hatta 1877 yılında 1857
fermanı yenilenecektir. Ancak köleliğin tamamen kaldırılması söz konusu
olmadığı için ki en fazla köle sahibi olanların saray ve saray çevresinin
olması da belirtilebilir, köle ticaretine yönelik yasaklamaların pek bir etkisi
olmayacaktır. Bu ticareti devam ettiren esirciler ise yasağı delmek için pek
çok yol bulmaya devam edeceklerdir. [5]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder