Batı Anadolu
tarımında kapitalizmin gelişme süreci ve Karaosmanoğluları gibi uçsuz bucaksız
topraklara sahip ailelerin topraklarını ortakçılık veya yarıcılık ile işleyen
veya kendi küçük tarlalarında çalışan mülk sahibi köylülerin topraklarından
atılma ve mülksüzleştirilme sürecidir. Batı Anadolu’da feodal toprakların el
değiştirerek özel mülk haline gelmesini sağlayan en önemli faktörlerden biri
olan kırsal nüfus azalması olayı, uzun yıllar süren savaşların bir sonucu
bölgenin genç insanlarını yutması sonucu meydana geldi. Aydın Vilayeti 1853
yılında Kırım savaşına 45.000 asker gönderdi. Gidenlerin çok azı geri döndü ve
dönenlerde sakat veya hasta oldukları için çalışacak durumda değildiler. 1877
Rus savaşı için cepheye giden Egelilerin sayısının ise 100.000 dolayında olduğu
sanılıyor. Bundan kısa bir süre sonra 1880 yılı Kasım ayında 6000 asker Rumeli’ye
gönderildi. Ertesi yılın Şubat ayında ise gene Rumeli’ye 18.000 asker daha
gönderildi. 1885 yılında Selanik’e gönderilen 90.079 askerden sadece 15.734’ü
geri dönebildi. 1891ve 1896 yılları arasında Girit’e ve Yemen’e giden 27.934
askerin 23.704’ü cephede kaldı. 1897 Yunan savaşında 17.00 Egeli askerin şehit
olduğu tahmin ediliyor. Böylece yarım yüzyıldan az bir süre içinde Batı Anadolu
bölgesindeki savaş zayiatının 200.000’den az olmadığı anlaşılıyor. Büyük
çoğunluğunu köylülerin oluşturduğundan kuşku olmayan kayıpların tarımda dar
boğazlar yarattığını söyleyebiliriz.[1]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder