Afrika’dan Osmanlı topraklarına gelen köleler başlıca üç
yöntemle köleleştiriliyorlardı. Savaşlarda tutsak alma yoluyla, akınlar ve
kaçırma yoluyla birde satın alma yoluyla. Özellikle Orta Afrika ve
Etiyopya’daki yerel savaşlar, kadın ve erkek büyük sayıdaki esirleri pazara
yöneltmekteydi. Kölelik kıtanın içlerindeki Afrika kabileleri arasında
yerleşmiş bir kurumdu ve savaşta tutsaklık yoluyla köle edinimi yaygındı;
Afrikalıların köle olarak dış dünyaya ulaşmalarından çok önceki durumda buydu.
Etiyopya’nın güney ve batı bölgelerindeki sürekli savaş Galla ve Sidama kökenli
pek çok köle sağlamaktaydı. Bu bölgelerin 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa ve
Osmanlı tüccarlarına açılması, köle ihracatına köle sağlayan toprakların
ekonomisinde önemli bir kalem haline getirmişti. Savaş köle talebini
karşılayamadığında pazarları beslemek için köle akınları düzenleniyordu.
1850’lerin sonunda kuzey pazarlarına köle sağlamak amacıyla Trablus
vilayetinden Kavar ve A’ir yörelerine hala akınlar düzenleniyordu. Savana
krallarının aracıları olarak hareket eden Tuaregler ve yarı kabilevi
krallıklar, akın yapmayı ve köle yakalamayı düzenli bir iş haline getirmişlerdi
ve kurbanlarıyla karmaşık bir ticari sistemi beslemekteydiler. Yukarı Nil, Bahr
al-Ghazal ve Beyaz Nil bölgelerinde bulunan Avrupa ve Osmanlı fildişi
tüccarlarının faaliyetleri, 1850’lerde kısa sürede büyük bir köle akını ve
ticareti operasyonuna dönüşmüştü. Zariba denilen tüccar kamplarının yapısı ve
saldırgan ticaret yöntemleri çok geçmeden yoğun köle ticaretiyle karşılanan bir
köle emeği ve köle taburları talebi yarattı. Akınlar çoğu Osmanlı tebaası olan
“kuzeyli tüccarlar” yani Suriyeli, Mısırlı ve Kuzey Sudanlı tüccarlarla yönetilmekteydi.
Birçok Afrika toplumunda, kıtlık dönemlerinde, çocuk ve yetişkinler tahıl ile
takas edilmekte, borcunu ödeyemeyenler veya bir cinayetten suçlu bulunanlar
köle olarak satılmaktaydı. Etiyopya, Gala ve Sidama hükümdarları, beyliklerinde
seçkinlerin tükettiği ithal malları giderinin bir kısmını, kendi tebaalarını
düzenli olarak satarak karşılıyorlardı. Burada da küçük suçlar ve vergi
ödeyememek, sık sık suçluların köle olarak satılmalarıyla sonuçlanıyordu. Bazen
çocuklar vergi yerine alınıyor veya kıtlık dönemlerinde aileleri tarafından
satılıyordu.[1]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder