28 Mart 2015 Cumartesi

Sergüzeşt karakterleri ağzından kölelik karşıtlığı

    Esirlik konusunun işlenişi ile “Hürriyet” anlayışının sorgulanması arasındaki ilişkide, değişen toplum yapısının düşünüşünü ve söylemlerini yansıtması açısından dikkat çekicidir. Bireyin özgürlüğünün ve kendi seçimlerinin savunusu kitapta, Celal karakterinin ağzından yapılmaktadır. Dilber’in satıldığı ikinci evin, Paris’te eğitim görmüş, iyi bir ressam olan oğlu Celal ile Dilberin aşkı bu sorgulamaların yapılmasına olanak verecek olaylar dizisinin çekirdeğini oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, Paris’in son modasına uygun olarak, yaşmaklı oldukları halde vapurda tacize uğrayan amcakızlarının yakınışları da toplumsal yapının farklı yüzlerinin karşılaşmasını ortaya koymaktadır
“ …Umumi ahlak, umumi terbiye namına tepeden tırnağa örtüler altına soktuğumuz, kafesler arkalarında hapsettiğimiz Türk kadınına, milli namusun yüzüne tükürür gibi, sokaklarda hayâsızca laf atmak… Sonra da Avrupalılar, kadınlarımıza niçin çarşaf giydiriyorsunuz diye sorunca! ‘kendilerine duyduğumuz saygıdan’ cevabını vermek…O ne perhiz ne lahana turşusu?...Bunların taban tabana zıt şeyler olduğunu hiç değilse  itiraf etmeliyiz…”[1]
  Dilber ile Celal’in aşkı, evin hanımı tarafından öğrenilince başlarına gelenlerin sonrasında, artık Celal’in ağzından esirlik kurumuna en ağır hakaretler yapılmaya başlanacaktır. Dilber bu sefer bir esirci kadına tekrar satılacaktır. Oradan da Mısır’a, Karun kadar zengin bir paşanın konağına doğru serüven devam edecektir. Osmanlı köle ticaretinin Mısır’la olan bağlantısı da bu şekilde vurgulanırken, Nil’in sularında son bulan Dilber’in hayat hikâyesiyle de yazar yine hürriyet sorunlarının farklı yönlerini de belirtmeye devam etmektedir. Dilberin satıldığını anlayan Celal bilinen esirci kadınları dolaşmaya başlar ve bir esirci kadına Celal’in öfkesi şöyle yansır:
“ seni alçak karı seni!...Seni İnsanlık haini!...İnsanlığın yüz karası!..Seni insan tüccarı seni!...Elalemin evlatlarını birkaç kuruş kazanacağım diye, hayvanlar gibi alır, satarsın…Yıkıl karşımdan!..cehennem ol…Kadın olmasaydın Tanrı hakkı için seni şimdi şuracıkta elimle boğardım…diye tartaklamaya başladı…”



[1] age, s:70

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder