Tarihçiler, bütün bunları Osmanlı klasik dönem Afrika
köleciliği olarak adlandırıyor, ancak 19. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra
felaket bir artış oluyor Afrika’dan getirilen kölelerin sayısında. Tarihçiler
buna patlama diyor. Bu konuyu çalışan tarihçiler; Toledano, Osmanlı’da
köleliğin sonunu, çalışan Hakan Erdem ve Emperyalizmin Osmanlıya Girişi’ni
yazan Orhan Kurmuş, bu gelen nüfusla
ilgili tahmini rakamları söylüyor. Sonra,
Toledano 1825 yılından sonra her bir yıl en az 11.000 ile en çok 13.000
Afrikalı Osmanlı topraklarına getirildiğini söylüyor. Hakan Erdem ise aynı
rakamları vererek, 1845 yılından sonra tedrici bir azalma olduğunu belirtiyor.
Orhan Kurmuş ise kölelik karşıtı derneklerin çalışmaları ve İngiliz
konsolosluğunun raporlarında yer alan azatlıların sayısından yola çıkarak aynı rakamlara ulaşıyor.
Kısacası , 19. yüzyılda Osmanlı topraklarına getirilen Afrikalıların
sayısının, 1.300.000 kişi olduğu
söyleniyor. Biz de onların torunlarıyız.
Mustafa Olpak’ın dernekleşme çabasının ilk somut
ürünlerinden biri olan Sessiz bir Geçmişten Sesler projesi en az beş kuşak
öncesinde bir Afrikalı ataları bulunan 100 kişiyle yapılan birebir görüşmeleri
içermektedir. Bu projeyi Tarih Vakfıyla birlikte yürüttüler. Yönetici grup
Tarih Vakfı ama katılımcılar ve görüşmeyi yapanlar Afro- Türk derneği
üyeleriydi. şimdi ben Aydın vilayetindeki Afro Türkler adlı lisans bitirme
tezimi hazırlarken ilk çalıştığım arşiv bu arşiv oldu. şimdi internet üzerinden
ulaşamıyoruz ama o dönem 2010 - 2011yıllarında ulaşılabiliyordu ama kısa
zamanda tekrar hayata geçireceğiz. Bu çalışmada görüşmeler farklı farklı başlıklar
altında toplanmış: köken anlatıları,
çocukluk dönemi, toplumsal yaşam adlı başlıklar altında toplanmış. Ben
özellikle köken anlatıları bölümünü çalıştım, daha çok inceledim. özellikle
bölgelere göre köken anlatılarının farklılaşması ve aynı bölgede yaşayanların
ortak köken anlatılarına sahip olduklarını fark ettim bu şekilde dört farklı
bölgeye belirleyebildim.
1-İzmir ve çevre köylerinde yaşayanların pek çoğunu azatlıların yerleştirilmesi döneminde buralara geldiklerini, Libya’dan gelenlerin olduğunu , Trablusgarp Savaşından sonra gelenler ve daha eski tarihlerden beri azatlananların İstanbul’dan buraya gelip yerleştiklerini köken anlatıların da gördüm.
2-Aydın ve civar köylerine gelenlerin hacılar veya askerler
tarafından getirdikleri
3- Muğla’da bulunanların Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın
torunları olarak adlandırıyorlar kendilerini, çünkü onun maiyetiyle birlikte
pamuk işçisi olarak geldikleri söyleniyor.
4- Ayvalıka gelenler ise mübadele döneminde Giritten
Ayvalık’a gelenler oldukları saptanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder