Hacılar tarafından getirildiklerini anlatan
aileler bu tespitlerinde haklı gibi görünüyorlar. Çünkü yasak olduğu dönemde
bile, İngiliz buharlılarıyla dahi Hacılar köle getirebiliyorlardı. Toledeno,
Esircilerin ve bu işi meslek olarak değil de küçük çapta yapanların
kurnazlıklarını alt etmenin güç olduğunu belirtir. 1873’de dışişleri
bakanlığına, İngiliz buharlılarıyla Kızıldeniz ve Mısır’dan İzmir ve İstanbul’a
köle ticareti yapıldığı konusunda pek çok rapor ulaştı. Fakat İngiliz
hükümetinin sorunun boyutları üzerine alarma geçirilmesi 1876’yı buldu. Bu yıl
boyunca, Cidde’den İngiliz buharlılarıyla taşınan hacıların yaptığı köle
ticareti, bölgeden gelen pek çok raporda ayrıntılarıyla anlatılmıştı. Cidde’den
ayrılan İngiliz gemileri için satılan biletlerin üzerinde ad yazılmıyor ve
sorulduğunda gemi sahipleri ve kaptanlar hiç bir yolcu listesi
gösteremiyorlardı. Böylece Mekke ve Cidde’de köle satın alan hacılar bunları
kolaylıkla kendi ülkelerinden Hicaz’a getirdikleri hane halkı mensubu olarak
tanıtabiliyorlardı. Hacılar daha sonra bu köleleri yol üzerinde, karaya
çıktıklarında veya kendi kasabalarına ulaştıkları zaman satıyorlardı.[1]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder