25 Kasım 2014 Salı

Duraklar ve Limanlar - Doğu Akdeniz Ticareti-

     Kervanlar, Afrikalı köleyi sahile getiriyordu. İkinci aşama ise, çoğunlukla bir yelkenli gemiyle uzun veya kısa deniz yolculuğuydu. Yelkenli ticaretinde belirleyici öğe, tamamen rüzgâr yönüne bağımlı olmasıydı. Bu olgu Doğu Akdeniz ticaretini mevsimlik bir olgu haline getiriyordu. Basra körfezinden Osmanlı İmparatorluğuna olan ticaret temmuzda başlar, Zanzibar’dan önce aşağı körfez ve Maskat limanlarına gruplar halinde gelen köleler Basra’ya doğru hareket ederlerdi. Bu aynı zamanda düzenli ticaret mevsiminin de doruğuydu, köle satıcıları Irak’ın aşağısından gelen hurma ve daha başka mallardan oluşan yükleriyle geri dönerlerdi. Osmanlı topraklarına doğru yelkenliyle köle ticaretini kimlerin yaptığı gerçekten zor bir sorudur. Zanzibar’a ve Zanzibar’dan yolculuğun uzunluğu daha örgütlü bir ticaret ve ulaşım biçimi gerektirdiği için, durum Basra Körfezi ticaretinde daha açıktır. Buradaki nakliye gemilerinin çoğunluğu Güney Arabistan’daki ve Körfez’in aşağı kıyılarındaki emirliklerin limanlarına aitti. Bazı Osmanlı ve İran gemileri de ticarete katılıyorlardı. Akdeniz’de yelkenli tekneler başlıca Trablus, Bingazi ve İskenderiye’den, Anadolu, Rumeli ve Doğu Akdeniz limanlarına köle taşıyorlardı. Bu yolların en yaygın hedefleri İstanbul, İzmir ve Selanik’ti. Burada ticaret mevsimi rüzgârlardan daha az, Sahra ötesi kervanlarının ticaret çemberleri ve Sudan’daki köle akınlarından daha çok etkileniyordu. Ancak İstanbul, İzmir ve diğer büyük Osmanlı kentlerindeki köle talebini bütün yıl boyunca karşılayabilecek biçimde dağıtım yapan Trablus ve Mısır taşra pazarları öyle büyüktü ki, bu faktörlerin etkisi bile azalıyordu. Teknelerin kısıtlı kapasitesi yol boyunca su ve yiyecek sağlamak için birçok limana uğramayı gerektiriyordu. Malta, Girit, Kıbrıs ve Rodos adaları bu amaç için kullanılmaktaydı. Köle taşıyan yelkenliler Sakız, Midilli ve Limni gibi Ege Adalarına da uğruyorlardı. Bazen köleler bu adalarda indiriliyor, daha sonraki bir tarihte, yani yolculuğun olumsuz etkileri geçtikten sonra, çoğunlukla başka bir tekne ile İstanbul veya İzmir’e götürülüyorlardı. Tekneler bir limandan diğerine giderken, köleler indiriliyor ve talebe göre satılıyorlardı. Yasal ticaretle birlikte yürüyen bu küçük ölçekli iş Akdeniz’deki yelkenliyle köle taşımacılığının özelliğiydi. Çok benzer bir şekilde, Anadolu’nun güney kıyısına, Antalya yakınlarına köle getiren küçük Arap ve Rum gemileri, özellikle Mısır’a kereste yüklü dönüyorlardı. 1857’den sonraki dönemde esirciler, köle ticareti yasağını göze batacak biçimde ihlal etmemek için çeşitli teknik ve hilelere başvurmak zorunda kaldılar. Bunların en yaygını, kölelerin geceleri ana limanların dışında indirilip bindirilmesiydi. Bazen de köleler, kıyının yerleşilmeyen bir noktası açıklarında demirleyen taşıma gemisinden küçük kayıklarla kıyıya taşınmaktaydı.[1] 



[1] Toledeno age,, 29,32,33,34,35
[2] Gabriel Baer, age, 425, 426; Toledeno, 39,40

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder